Güzelyurt

NÜFUS

Güzelyurt halkı 20 Temmuz 1974 yılında gerçekleşen Barış harekatından sonra yapılan nüfus mübadelesi ile Baf, Poli, Limasol, Binatlı ve civar köylerinde yaşayan Türklerin Güzelyurt’ta yerleşmeleri ve Güzelyurt’ta yaşayan yerli Türk halkından oluşmaktadır.1996 nüfus sayımına göre , belediye sınırları nüfusu 12.700 dir.

KURUMLAR

Yaklaşık 92.716.300 km² olan yüzölçümü ile Güzelyurt İlçesinde şu resmi kuruluşlar bulunmaktadır; Kaymakamlık Dairesi,Güzelyurt Belediyesi,Polis Müdürlüğü,Güzelyurt Mahkemesi,Gelir ve Vergi Dairesi,İskan Dairesi,Tarım Dairesi,Su İşleri Dairesi,Jeoloji ve Maden Dairesi,Elektrik Dairesi,Telekominikasyon Dairesi,Sosyal Sigortalar Dairesi,İhtiyat Sandığı Dairesi,Karayolları Dairesi,Eğitim Üretim Çiftliği,Orman Dairesi,Veteriner Dairesi,Hayvancılık Dairesi,Sosyal Yardım Dairesi,Çalışma Dairesi,Posta Dairesi,Din İşleri Dairesi,Eski Eserler Dairesi,Spor Dairesi,Sanayi Ticaret Dairesi,Planlama İnşaat Dairesi,Kooperatif İşleri Dairesi,Çevre Dairesi,Tapu Dairesi. Güzelyurt İlçesi 1 anaokulu,4 ilkokul,1 ortaokul,1 lise,1 kolej,1 ticaret lisesi ve 2 de meslek lisesi bulunmaktadır. Spor etkinliklerinin yapıldığı 1 kapalı spor salonu ve çim sahalara sahip olan Güzelyurt ayrıca 1.ci ve 2.ci ligde dört futboll takımı bulunmaktadır.

TARİHİ YERLER

Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi;
KKTC’de açılan ilk Arkeoloji müzesi Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi’dir. Müze Binası 1974 Barış Harekatından önce Metropolit olarak kullanılmaktaydı. 1974 yılında Eski Eserler ve Müzeler Dairesine tahsis edilen binada gerekli tadilat ve düzenleme yapılarak 1979 yılında Müze olarak ziyarete açılmıştır . Çift katlı olup Arkeoloji ve Doğa olmak üzere iki bölümden ibarettir. Doğa bölümü alt katta olup Kıbrıs’ta görülen yerli ve göçmen kuş çeşitleri, böcekler, yılanlar, Akdeniz’de yaşayan balık türleri ve Kıbrıs’ın jeolojik yapısında mevcut olan taş çeşitleri bu bölümde sergilenmektedir. Üst katta yer alan Arkeoloji bölümünde ise Kıbrıs’ın çeşitli yerlerinde bulunmuş eski eserler kronolojik bir düzen içerisinde (Neolitik Çağ’dan Orta Çağ’a kadar) sergilenmektedir.Tumba Tu Skuru buluntuları ve Artemis Heykeli müzenin en önemli eserlerini teşkil ediyor. Artemis Heykeli 68cm boyunda olup Efes’te bulunan Artemis Heykelleri ile gerek malzeme, gerekse şekil bakımından büyük benzerlik göstermektedir. Çok memeli oluşu bolluk ve bereketi simgelemektedir. Bu heykel iki adet geyik heykelciği ile birlikte 1980 yılında Salamis’te tesadüfi olarak bir turist tarafından denizden çıkartılmıştır. M.S 2.yüzyıla tarihlenmektedir.

St Mamas Kilisesi;

Orjinal kilise Bizans olup muhtelif devirlerde yenilenmiş ve Orta Çağ’da Gotik stilde hatırı sayılır derecede önemli bir yapı yapılmıştır. Bu tekrardan 1725 tarihinde, yani Osmanlı döneminde tamamıyle yeniden yapılmış ve büyük merkezi kubbe bu devirde ilave edilmiştir. Gotik binadan bir kısım mimari detay koruna bilmiştir, bunlar : Kuzey ve Güney’deki giriş kısımları; sahen sütunları; batı penceresindeki iki mermer sütun ve azizin tahtiminin bulunduğu kemerli kısım. Bütün bunlar 15.yüzyıldan ve flamboyant stilindedir. İkonastasis iki devrin ve stilin karışımıdır. İkonastasis’te yer alan Gotik başlıklı dört(4) mermer sütun ve mermer paneller 1500 tarihindendir. Bu paneller Venediklilerin adada mevcut olan en güzel küçük sanat örnkleri olup üzüm ve meşe motifleri ile yüksek kabartma şeklinde dekore edilmiş ve köşelere Venedik armaları yerleştirilmiştir. İkonastasis’in ahşap işçiliği, koyu mavi ve altın renkli boyası ile 16.yy’ın muhteşem bir örneğidir. İkonastasis’in solundaki kutsal girişte yer alan iki kapı ile altar üzerindeki boyalı gölgelik de aynı devirdendir. Azizin Bizans devreinden olan mermer lahdi bir kemer altında ve duvar içerisinde yerleştirilmiş olup içeriden ve dışarıdan görülebilmektedir. Batı kapısı üzerinde yer alan yazılarda, Fransız konsülü M. Porey’in 1738 yılında ve Moskova’dan bir zatın 1753 yılında yapmış olduğu ziyanetler yayılıdır. Manastır binası 1779 yılında yapılmış olup bir kısım sütunlar ve başlıklar eski kiliseden alınmıştır. Aziz Mamas Kıbrıs’ın en tanınmış azizlerinden biri olup ikonlarda arslana binili ve kollarında kuzu ile tasvir edilir. Yerel efsaneye göre St. Mamas Güzelyurt yakınlarındaki bir mağrada yaşayan fakir biriymiş. Devrin Bizanslı dükü yayımladığı bildiride herkesin vergi ödemesini istemiş ve Mamas sosyal yaşam içerisinde yer almadığı için bunu kabul etmemiş. Bunu duyan dük azizin tutuklanıp cezalandırılmasını ister. Askerler, Aziz Maması tutuklayıp Lefkoşa’ya doğru ormanda ilerlerken aniden karşılarına, o güne kadar Kıbrıs’ta hiç görülmeyen bir arslan çıkar ve önde giden kuzuyu parçalamak ister. Azizin elini kaldırması ile arslan sakinleşir ve aziz kuzuyu koluna alarak bir katır gibi arslanın sırtına binerek dükün huzuruna böyle çıkar. Dük gördükleri karşısında şaşırır ve Aziz Mamas’ı ömür boyu vergiden muaf tutar.

Tumba Tu Skuru;

Güzelyurt-Girne istikametinde uzanan ama yolun batısında ve Güzelyurt’un birkaç mil kuzeyinde yer alan Tumba Tu Skuru adı ile bilinen, Geç Bronz Çağı’na ait yerleşme yerinde 1971-1974 yılları arasında Prof. Emily T. Vermeule başkanlığında Harvard Üniversitesi ve Boston Güzel Sanatlar Müzesince yapılan kazılarda çıkartılan eserler Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi’nde sergilenmektedir.

Tren İstasyonu

Kıbrıs’ta kullanılan ilk trenler de Güzelyurt’ta Festival Alanı’nda bulunmaktadır. Bunlar Kıbrıs’ın ilk trenleridir. Lefkoşa-Güzelyurt girişindeki anyolun her iki tarafında yer alan tren istasyonu binaları, İngiliz döneminde, Mağusa-Lefkoşa-Güzelyurt-Lefke güzergahında çalışan tren hattının, Güzelyurt istasyon binaları olarak hizmet vermekteydi. Günümüzde festival parkında bulunan lokomatif ile birlikte bizlere kalmış olan önemli birer tarihi eser durumundadır. Ancak amacı dışında kullanılmakta ve korunmaktadır. Bölgemizde bulunan bu tarihi mirası geleceğe taşımak için, en kısa zamanda tren istasyonu binalarının restore edilip turizm amaçlı kullanılması gerekmektedir. Ülkemizde uzun yıllardan beri demiryoluhattının bulunmayışı, bu tarihi eserlerin önemini bir kat daha artırmaktadır.

Atatürk Anıtı;

Güzelyurt Kaymakamlığı önüde yer alan Atatürk Anıtı, 1973 yılında Öğretmen Feriha Coşkun’un büyük çabası ve girişimleri ile Nazilli’de yapıldı. Anıtın Cumhuriyetin 50. yılı olan 29 Ekim 1973 tarihinde açılışı hedeflenmekte idi. Ancak Anıtın yapımı ve Kıbrıs’a getirilmesinde yaşanan gecikmelerden ötürü belirlenen tarihte anıtın açılışı yapılamadı. 1974 yılında adaya getirilen anıt Baf’ta hazırlanan kaydesi üzerine kondu. 30 Ağustos 1974 tarihinde açılması gereken anıt 20 Temmuz 1974 de gerçekleşen Barış Harekatı nedeni ile gerçekleşemedi. Barış harekatından sonra yapılan nüfus mübadelesi ile Baf’ta yaşanan Türkler Güzelyurt’a yerleşti. Atatürk Anıtı’nın Türk tarafına getirilmesi için yapılan girişimler sonucunda Güzelyurt’ta bulunan Rumlara ait bir heyeti Rum tarafına göndererek bunun karşılığında Baf’da bulunan Atatürk heykeli Lefkoşa Türk bölgesine getirildi. Güzelyurt’taki bu günkü yerinde hazırlanan kaydesi üzerine konan Atatürk heykeli günümüzde tören alanı olarak kullanılmaktadır. 1999 yazında kayde ve çevresinde yapılan düzenleme ile Atatürk Anıtı’na yeni bir çehre kazandırılmıştır.

Kaynak: Güzelyurt Belediyesi